freeodev
  Hitit tanrıları
 
Kültürlerin bir parçası olan din, tarihin her döneminde, insanoğlu için önemli bir yere sahip olmuştur. Hitit dini incelendiğinde, farklı etnik kökenlere ait birçok öğenin bir araya gelmesi ile oluşmuş bir kültür mozaiğiyle karşılaşılır. Hitit kültürünün bir parçası olan inanç sistemi de pek çok değişik öğenin birleşmesinden oluşmuştur.
Hint-Avrupalı bir toplum olan Hititler kendilerine ait kültür öğelerinin yanı sıra tanıştıkları yeni kültürlerden, bünyelerine uygun gördükleri pek çok unsuru kabul etmişlerdir. Böylece dinsel görüşleri de ilkelden başlayarak gittikçe karmaşıklaşmış, Eski Hitit Dönemi'ne ait metinlerde geçen birkaç tanrıdan oluşan tanrılar topluluğu, İmparatorluk Dönemi'nde sayı olarak artmış ve bunun sonucu olarak da tanrılar topluluğu oldukça kalabalık bir dine sahip olmuşlardır.

Çok tanrılı dinlerde sular, gökyüzü, toprak, ay, güneş gibi birçok unsur ilahlaştırılmıştır. Hitit inanç sisteminde de doğa unsurları ayrı ayrı tanrılar ile temsil edilmiştir; Güneş Tanrıçası, Gökyüzü/Fırtına Tanrısı, Kırların Koruyucu Tanrısı gibi. Bu noktada "Hitit dininin, başlangıçta bir doğa dini mi" olduğu sorusu akla gelmektedir.
Başkent Hattuşa'da bulunan din adamları resmi bir pantheon (tanrılar topluluğu) oluşturmuşlardı. Bir devlet dini olarak karşımıza çıkan Hitit dininin uygulamalarında, Hitit sivil halkının katılımının olmadığı anlaşılmıştır. Hitit dininin pratiğinde halka yer verilmiyordu. Bunun en iyi anlaşıldığı uygulamalar bayram törenleridir. Tabletlerde, törenlere katılan pek çok tapınak ve saray görevlileri, kral, kraliçe ve aileleri, ülkelerin beyleri, yabancı ülke diplomatları dışında halkın bu törenlere iştirak ettiklerine dair bir ifade bulunmamasının yanı sıra bunları seyrettiklerine ilişkin bir anlatım da yoktur.

Hitit dinindeki çeşitliliği en iyi şekilde geniş pantheonlarında görmekteyiz. Hititlerin kendilerini, "bin tanrılı" olarak tanımladıklarını günümüze ulaşan tabletlerden öğrenmekteyiz. Hitit tanrılarını etnik kökenlerine göre gruplamak, inanç sistemlerinin temelini oluşturan bu çeşitliliğin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır; Hint-Avrupalı (Hitit-Luwi-Pala), Asianik (Hatti-Hurri-Sümer), Indo-Ari (Eski Hint), Semitik (Assur-Babil) tanrılar. Hitit tanrılarının isimleri Hattice, Hurrice, Sümerce olmasına karşın söz konusu tanrının işlevi ve niteliği değişmemektedir. Örnek vermek gerekirse, Hitit pantheonunun baş tanrısı olan Fırtına Tanrısı'nın Hattice adı Taru, Hurrice adı ise Tesup'tur.

Hititler tanrıları ile nasıl bağlantı kuruyorlardı? Onların neler istediklerini nasıl bilebiliyorlardı ve kendilerini tanrılara nasıl ifade ediyorlardı? Semavi dinlere ve hatta Hinduizm'e baktığımızda, insanlara gönderilen bir kutsal kitap ve tanrı ile insan arasında bir köprü oluşturan peygamberlik kavramlarını görürüz. Hitit dininde ve hatta pek çok Anadolu ve Mezopotamya dinlerinde, böyle bir aracının olmadığı, ancak rahip ve rahibeler gibi din görevlileri dışında tanrılara yakınlığı ile bilinen kişiler olduğu, okunan çivi yazılı metinlerden anlaşılmaktadır. Bu noktadan hareketle, tanrıları ile yakınlaşacakları, onlara hizmet edecekleri, onlardan kendileri ve ülkeleri için isteklerde bulunacakları bir uygulamaya ihtiyaçları olduğunu düşünebiliriz. Herhalde, büyük bir itina ile düzenledikleri bayram törenleri, tanrılar ile iletişim konusunda önemli rol oynamaktaydı.

Hattili Tanrılar
Fırtına Tanrısı & Güneş Tanrıçası/Arinna'nın Güneş Tanrıçası: Taru & Wuruşema
(Hitit pantheonun baş tanrı çifti)
Oğulları: Telipinu (tarımla uğraşan, tahılların büyümesini sağlayan ve bereketliliği temsil eden tanrı) ve karısı Hatepinu, Nerik kentinin Fırtına Tanrısı ve Zippalanda kentinin Fırtına Tanrısı
Kızları: Mezulla
Torunları: Zintuhi

 

 
  Bugün 8 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol